Türkiye’nin ilk ve tek Lastik,Jant,Akü ürün,servis ve hizmetleri,donanım ve ekipmanları dergisi,sektörümüzün tek iletişim platformu LASTİK MAGAZİN kurucusu ve yayın kurulu başkanı Zafer AKDUMAN 2020 yılı Yaz lastikleri değişim sezonu öncesi dergimizin 95.ci sayısında “Diş Derinliği” köşesinde yazdığı ve sektörü uyaran lastik raf ömrü hakkında yazısını tekrar hatırlattı ,satış ve servis noktaları, yöneten ve çalışanlarının bu tuzağa düşmemesi gerektiğinin önemini belirtti.
Özellikle kaynağı belirsiz satış kanallarının çok kullandığı yeni “üretim tarihi” söyleminin bir ALGI aldatmacası olduğunu vurgulayan Zafer AKDUMAN, ” Doğru Raflama “ koşullarında yeni bir lastik uzun yıllar kalitesini, özelliklerini yitirmeden kalabilecektir, araç altında sorun yaratmadan performans verecektir ” dedi.Bu vesileyle daha önce yayınlanan yazının güncelliğine ve geçerliliğine dikkat çekti.
Son yıllarda “Lastik Raf Ömrü” söylemi hızla yükselen bir karmaşayla tüketicileri de olumsuz yönlendirmekte, eski, yeni, taze lastik gibi satışları,fiyatları ve hizmetleri olumsuz etkileyen anlamsız karışıklıklarla tartışma yaratmaktadır. Bu anlamda ciddi bir referans olabilecek,sektörümüzün bir çok önde gelen isimlerinin ,marka yöneticilerinin , satış ve servis noktaları yöneticilerinin tebrik ve teşekkürle destekledikleri Z.Akduman’ın yazısını aşağıda tekrar paylaşıyoruz.
* Önemli Bilgi : Bu yazıyı dergimiz ve yazar isim hakkına saygı duyarak, alıntılayabilir, paylaşabilir ve kullanabilirsiniz, ayrıca izin almak gerekmez.
TAZE Mİ ?
Bu sorunun cevabı ürüne göre değişir ama özü asla değişmez, Balıkçı “yeni tuttuk, canlı”, bakkal “şimdi, fırından yeni çıktı, sıcak” diyecek, YANİ bilinen atasözü ile ; kimse yoğurdum ekşi demeyecek..
Günlük tüketim ürünleri için sorulan bu soru,son zamanlarda endüstriyel ürünler içinde sıkça sorulmaya başlayınca,akıllarda ciddi karışıklıklar ortaya çıkmaya başladı.Gelişmiş iletişim ve bilgi teknolojileri tüketici bilincinde önemli artış sağlarken, diğer yandan da bilgi karmaşası ve kirliliği ile olumsuz etkileşimler yaratabilmektedir.
Otomotiv dünyasının en karmaşık endüstriyel ürünü olan lastik sektöründe de son dönemlerde bu bilgi karmaşası ve kirliliğiyle “taze mi, bu lastik eski tarihli mi ? “ gibi sahada ki lastikçiyi kilitleyen soru olarak karşımıza çıkmaktadır. Evet, bu soru muhatabını önce ciddi şekilde abondene etmekte, kilitlemektedir. Ne cevap vereceksiniz, ”taze, bayat, az taze, çok taze..” tazeliği sorulan ürün günlük tüketim malzemesi, sebze, balık değil ki..
Hemen hemen tüm markaların artık son gelişim Sanayi/Industry4.0 fabrikalarında üretilen, ileri teknoloji ve arge gerektiren endüstriyel ürün LASTİK, Otomotivin, yol ve sürüş güvenliğinin en önemli ürünü lastik için böyle sorunun cevabı basit ve sınırlı, sadece “ tazelik” kriteri üzerinden verilemez, Lastik gibi yüksek teknoloji kullanılan bir ürün “Tazelik ” kriteriyle sınırlandırılarak,değerlendirilemez.
9Bu husus Türkiye Lastik piyasasında satış ve servis noktaları yetkili ve çalışanlarının sıkça muhatap olduğu, gittikçe artan bir soru olmakla beraber,uzun yıllardır tüm dünya lastik piyasalarında da sorulmakta, tartışılmakta ve cevaplanmaktadır. Bu sorunun cevabı tüm dünyada aynıdır. Dünyanın tüm üretici markaları Lastik kullanım ömrü,piyasa deyimi ile “ tazelik” endüstriyel tanımlamasıyla ise “ Aging / Yaşlanma “ hakkında açıklamalarda bulunmuş,tüm dünyaca kabul görmüş süreyi 10 YIL olarak defalarca açıklamışlardır.
Tüm açıklamalar tarafsız kurum ve kuruluşlarında kabul ettiği standarlarda olsa da üretici marka açıklamaları “ticari” yaftalamasıyla zayıflatılmakta, baskılanmaktadır. Oysa Lastik endüstrisi dünyanın en güvenilir standart ve kalite kriterlerine haiz ,ürün sorumluluk bilinci en yüksek sektördür.
Lastik kullanım süreci /tazelik süreci açıklamalarının hiçbiri kabul görmüş otorite kuruluşların görüşünden farklı değildir. Bu itibarla Türkiye lastik piyasasında son zamanlarda sıkça dillendirilen ve tartışılan bu konuya “ticari “ kaygıdan uzak bir yayın, Türkiye lastik ,jant,akü ürün satış ve servis hizmetler sektörürünün tek iletişim platformu olarak biz Lastik Magazin olarak kabul görmüş bir görüş bildirmek gerekliliği duyduk.
Herşey Amerikan ulaştırma bakanlığı diyebileceğimiz,ABD’nin ulaşım,trafik,yol ve sürüş güvenliğini düzenleyen,kontrol eden ve yöneten “Department Of Transport “ biriminin kısaltılması DOT işaretlemesiyle lastiklerin kenar yanaklarına yapılan bilgi markalamasının tüketici/kullanıcı tarafından bilinmesiyle başladı.DOT markalamasıyla herkese açık, en belirgin ve önemli bilgi Lastik üretim tarihidir.
ABD Departmen Of Transport biriminin tespit ettiği bu ürün markalama kriteri ve standartı , başta Avrupa’da otomotiv tekerleğini teşkil eden esas ürünler lastik, jant, subap kalite ve güvenlik standartlarını belirleyen ETRTO (Avrupa Lastik ve Jant Birliği) ile birlikte tüm uluslararası ve yerel otorite kurumlar tarafından kabul edilmiş ve referans alınmıştır.Yani Lastik yanak kenarında DOT markalamasıyla belirtilen Lastik Üretim tarihi doğrudur ve esastır.
Üzerinde uzlaşmamız gereken bir diğer önemli husus ise doğru tanımlamalar kullanmak, akademik deyimiyle terminolojidir.Bu çerçevede Lastik Ömrü ile Lastik Tüketim Sürecini ayırmalıyız.Lastik ömrü kullanımda kaydedilen süredir.Genelde kilometre olarak kullanılabirlik miktarı, süresidir. Tüketim süreci ise üretimden çıkış ile araç altından çıkış aralığıdır.Bu lastiğin lojistik ve satış sürelerini,yani satış noktalarına ulaşması,satışı takiben araç altına takılması ,servis hizmeti ve araç altında kullanımının sona ermesini kapsar.Lastik Tüketim Süreci olarak bilinen ,kanunlaşmış, otoriter bir kural,uygulama ve/veya zorunluluk olmamakla birlikte dünyada ki tüm bilinen DOT, ETRTO, ETRMA gibi saygın uluslararası otorite kurumlara ait yazılı/yazılı olmayan kuramsal kaynaklarda Lastik Tüketim Sürecini 10 yıl olarak esas alınmakta, kabul görmektedir.
Türkiye’de bu hususta yapılan ilk ve bilinen tek ortak derleme ve bildirim ATO ( Ankara Ticaret Odası ) lastik komitesinin üretici markalardan görüş alarak duyurduğu Lastik Tüketim Süreci de 10 yıldır.
Bugünler de başta İngiltere almak üzere ,EU/AB ulaştırma güvenliği birimlerince “Tyre Aging / Lastik Yaşlanması “ başlığı altında yönetmelik haline getirilme çalışmaları da yapılmaktadır.Tyre Aging/Lastik Yaşlanması süreci 10 yıl olarak belirlenen ve açıklanacak yönetmeliklerin yayınlanma ve/veya uygulama beklentisi 2020 yılı olarak öngörülmektedir.
Tyre Aging/Lastik yaşlanması toplam 10 yıl süre değiştirilmemekle birlikte tüm uluslararası kaynak ve kurumlarda Lastik Raf ömrü/süresi ve araç altında kullanım Ömrü/süresi olarak iki bölümleme de değerlendirilmektedir
Tüm lastikler , üretici markaların, DOT, ETRTO, ETRMA gibi standart ve kalite kriterleri belirleyen kuruluşların tavsiye etmekte olduğu doğru saklama/ stoklama koşullarında satış ve servise sunulmalıdır. Lastik ,satış noktalarında doğru ve uygun koşullarda raflanmakta ve saklanmalıdır. Lastik raf ömrü/süreci bilgili ve yetkili uzman kişilerce takip ve kontrol edilmelidir. Bu koşullarda lastiklerin kenar yanaklarında DOT markalamasıyla belirtilen üretim tarihi ile araç altına takılacağı, kullanımının başlayacağı raf ömrü/süresi dünya genelinde 4 ila 6 yıl olarak kabul görmektedir.
Türkiye’de kurumsal satış ve servis noktaları zincirlerinde ki mağaza, depo,servis ekipman kalite ve donanımı,mağaza çalışan düzeyi kalite,eğitim,bilgi ve bilinç seviyesi olarak dünya standartlarına uygundur. Bu itibarla lastiklerin doğru saklama,stoklama ve raflama koşullarında,uzman kişi kontrol ve gözetiminde araç altına 6 yıl içerisinde takılmasında sakınca görünmemektedir.
Gelecek Temmuz-Ağustos 2019 , yani Eylül ayında okurlarımızın elinde, satış ve servis noktalarında olacak 96.sayımızda Kış Lastikleriyle beraber bu konuyu daha detaylı ve etkili değerlendireceğiz,dolayısıyla görüşlerinizi iletmenizden memnuniyet duyarız.